BİREYSEL
BANKACILIK
TİCARİ
BANKACILIK
BANKAMIZI
TANIYIN
BİREYSEL BANKACILIK
Krediler
Kartlar
Mevduat ve Yatırım
Dijital Bankacılık
Sigorta ve Emeklilik
Ödemeler ve Para Transferi
Ayrıcalıklı Hizmetler
Özel Bankacılık
Ticari Krediler
Ticari Kartlar
Dış Ticaret
POS / ÖKC
KOBİ Bankacılığı
Tarım Bankacılığı
İşinize Özel
Dijital Bankacılık
Mevduat ve Yatırım

Arkeoloji Alanındaki Katkılar

Ülkemizin kültür mirasının korunmasına katkı sağlıyoruz.​

Arkeoloji Alanındaki Katkılar

Tripolis

Laodikeia

Stratonikeia

Kaman – Kalehöyük

Nysa

Teos

Patara

Zeugma

Denizli il merkezinin yaklaşık 40 km kuzeybatısında, Buldan İlçesi sınırlarında yer alan Tripolis, Antik Dönem'deki isimleriyle Lydia, Phrygia ve Karia Bölgeleri'nin kesişim noktasında, önemli ticari yolların geçiş güzergâhında konumlanıyor. Yaklaşık 2 km'lik bir alana yayılan antik kent, Çürüksu Vadisi'nin kuzeybatı ucunda, vadiye hâkim bir tepenin güney yamacında yer alıyor.

Batı Anadolu özelinde antik coğrafyanın en önemli nehirlerinden birisi olan Maiandros'un (B. Menderes) beslediği sulak arazileri, ılıman iklimi ve korunaklı yaşam alanları nedeniyle Çürüksu Vadisi'nin verimli topraklarındaki toplu yaşam, günümüzden yaklaşık yedi bin yıl öncesine dayanıyor.

Helenistik Dönem'de çeşitli kaynaklarda ismi geçmeye başlayan kent ilk olarak sanat, müzik, şiir ve kültürün koruyucu tanrısı Apollon'a ithafen, “Apollonia" olarak isimlendirildi. Geç Cumhuriyet Dönemi'nde, Julius Caesar'ın yakın arkadaşı ve Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın sevgilisi olan Roma generali Marcus Antonius'a ithafen, “Antoniopolis" adını aldı. Bu meşhur komutan, aynı zamanda William Shakespeare'in de ünlü karakterlerindendi. İmparator Augustus Dönemi'nden itibaren ise kentin isminin üçüncü ve son kez Tripolis olarak değiştirildiği biliniyor.

Tarih boyunca stratejik konumu sayesinde önemli bir yerleşim yeri olan Tripolis Antik Kenti'nde şimdiye kadar, Agora, Konut alanı ve Mozaikli Ev, Sütunlu Cadde, Kilise, Ana Cadde, Taberna, Granarium (Tahıl Ambarı), Kemerli Yapı, Anıtsal Çeşme, Agora Hamamı, Latrina (Roma Tuvaleti), Taş Kesim Atölyesi, Roma Dükkânları, Kutsal Alan, Tiyatro, Nekropoller (Mezarlık), Büyük Tekke Türbesi, Yukarı Kale, Hamambükü Höyük ve Akkayahöyük alanlarında kazı ve yüzey araştırma çalışmaları yapıldı.

Tripolis Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları, Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında yürütülüyor. Türkiye İş Bankası, Tripolis Antik Kenti'nde bilimsel kazı ve araştırma çalışmalarına 2025 yılı itibarıyla 5 yıl süreyle katkı sağlıyor.​


Denizli kent merkezine yaklaşık 6 km uzaklıkta bulunan Laodikeia Antik Kenti, Anadolu'nun en önemli arkeolojik alanları arasında yer alıyor. M.Ö. 3. yüzyılda Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından eşi Laodike adına kurulan kent, Lykos (Çürüksu) Nehri'nin suladığı verimli bir ovada konumlanıyor.

2003 yılından bu yana ören yerinde yapılan kazı ve araştırmalarda, ilk yerleşimin M.Ö. 5500 yılından başlayıp M.S. 7. yy depremine kadar kesintisiz devam ettiği tespit edildi. Yerleşim, ilk olarak Rhoas, ardından Demir Çağı'nda Diospolis (Zeus Kenti), Hellenistik Dönemde Laodikeia, 13. yy'da Ladik ve son olarak su kaynakları ile ova ortasında yer alan gölden kaynaklı Denizli adını aldı.

Antik dönemlerde ticaret, kültür ve inanç açısından önemli bir merkez olan Laodikeia, özellikle Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir refah ve zenginlik içinde yaşamış. Zamanında yün ve tekstil üretimiyle de ünlü olan kent, antik kaynaklarda da kaliteli yünleriyle anılıyor. Yaklaşık 8 kilometrelik alana yayılan Laodikeia'nın, erken Hristiyanlık döneminde de önemli bir kent olduğu biliniyor. Kentte yer alan Kutsal Haç Kilisesi, İncil'de adı geçen yedi kiliseden biri olarak anılıyor. ​

2013 yılından itibaren UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Laodikeia'da devam eden kazı ve restorasyon çalışmaları, 2003 yılından bu yana Prof. Dr. Celal Şimşek tarafından yürütülüyor. Türkiye İş Bankası, 2025 yılı itibarıyla Laodikeia Antik Kenti'ndeki kazı ve restorasyon çalışmalarına destek sağlıyor.

Karia bölgesinin iç kesimlerinde, denizle iç bölgeleri birbirine bağlayan geçiş yolu üzerinde yer alan Stratonikeia Antik Kenti, Helenistik Dönem öncesinde Karialıların toplandığı bir merkez olarak biliniyor.

En eski buluntuların M.Ö. 3. yüzyıla dayandığı Stratonikeia'da birbirinden farklı 9 dönem, üst üste tabakalar halinde görülebiliyor. Kent, Antik Dönem ile Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapılarının bir arada olduğu, basılan iki taş arasında 2.200 yıllık tarih farkının görülebildiği nadir tarihi yerleşimlerden biri olma özelliğini taşıyor. Stratonikeia Antik Kenti; Antik Dönem kalıntıları arasında Osmanlı Dönemi'ne ait taş döşeli tarihi sokaklarda zaman tünelindeymiş gibi dolaşırken, Erken Cumhuriyet Dönemi köy kahvelerinde molaların verilebildiği ve yüzyıllık değerlerin korunduğu yaşayan bir bölge olarak öne çıkıyor.

Kentte bulunan mezarlar, M.Ö. 3. yüzyıla ait olup yazılı bilgiler ve yerleşime dair buluntuların ise M.Ö. 2. yüzyılın sonlarına ait olduğu görülüyor. Antik yazarlardan Herodotos, Strabon, Pausanias ve Bizanslı Stephanos'un aktardıkları da burada Helenistik Dönem öncesine ait bir yerleşmenin bulunduğunu doğruluyor. Kentin adı, M.Ö. 3. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından, önce üvey annesi daha sonra ise eşi olan Stratonike adına değiştirilmiş. 

Antik kent içerisinde tiyatro, gymnasion, bouleuterion, kütüphane, sütunlu caddeler, hamam gibi Helenistik ve Roma Dönemi yapılarının yanı sıra; kilise, evler, yollar ve kemerli yapılar gibi Bizans Dönemi eserleri ile Türk Dönemi'ne ait hamam, cami, dükkânlar, çeşmeler ve köy meydanları ile taş döşeli yollar iç içe bulunuyor.

Kentte, Türkiye İş Bankası'nın 2021 yılından bu yana sağladığı destek ile yapılan kazılar sonucunda kütüphane olduğu anlaşılan bir yapının, Antik Dönem'in en büyük kütüphanelerinden biri ve şimdilik Anadolu'da bu plan tipinde inşa edilen tek örnek durumunda olduğu düşünülüyor. Stratonikeia Kütüphane yapısı ve çevresinde devam eden çalışmalar neticesinde okuma salonu, kütüphane avlusu, batı, doğu ve kuzey portikleri, yan mekânlar ile zemin döşeme mozaikleri ortaya çıkarıldı. Gelecekte burada yapılacak restorasyonlar ile avlu bölümünün sütunlarının ayağa kaldırılması planlanıyor. 

Yapılan çalışmalar doğrultusunda Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, ''Stratonikeia – Antik Dönemlerden Günümüze" başlıklı kitabını kaleme aldı. Kitap, 2024 yılında, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı.​


İç Anadolu'nun tam ortasında, Kırşehir'in en büyük ilçesi Kaman'da yer alan Kalehöyük, 280 metre çapında ve 16 metre yüksekliğinde tipik bir Anadolu höyüğüdür. Höyükteki ilk kazılar, 45 yılı aşkın süredir Türkiye'de yaşayan Dr. Sachihiro Omura başkanlığında yürütülüyor. Kalehöyük'te bugüne kadar tarihi M.Ö. 3. yüzyıla dayanan ve Osmanlılardan Eski Tunç Çağı'na uzanan dört ayrı kültür katmanına ait 2 binden fazla müzelik eser gün yüzüne çıkarıldı. Kazılardan çıkan eserler, Kalehöyük'teki Japon Bahçesi içinde yer alan Kaman - Kalehöyük Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.

Önümüzdeki dönemde devam edecek kazılarla Anadolu'nun merkezinde, tarihi İpek Yolu üzerindeki bölgede bulunan Kalehöyük'te Kalkolitik ve Neolitik çağlara dair katmanların açığa çıkarılması bekleniyor.

Kazı çalışmalarına dâhil edilen ve Kalehöyük'ten yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta yer alan Yassıhöyük'te tespit edilen bir kerpiç binanın, Asur Ticaret Kolonileri Çağı'na ait, büyük bir yapının bir kısmı olduğu kanıtlandı. Eski Tunç Çağı'na ait tabakalarda kazılar sürerken, Osmanlı'dan Eski Tunç Çağı'na dört kültür katı belirlenen Büklükale'de ise M.Ö. 1600 yıllarına tarihlenen, dünyanın en eski cam şişesi ortaya çıkarıldı. Buradaki çalışmalar Hitit Dönemi üzerinde devam ediyor.

Türkiye İş Bankası, kazı çalışmalarında ortaya çıkan arkeolojik buluntuların zarar görmeden, hızlı ve kolay incelenmesi amacıyla önce özel nitelikli bir X-ray cihazı temin edilmesi için enstitüye katkı sağladı. Daha sonra da kazılarda çıkarılan seramik parçaları saklamak üzere kullanılan deponun yenilenmesine destek oldu. Türkiye İş Bankası'nın Kaman - Kalehöyük kazılarına katkıları halen devam ediyor.​

M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında, Seleukos'un oğlu 1. Anthiokhos Soter tarafından Karia Bölgesi'nin kuzeyinde kurulmuş olan Nysa, günümüz adıyla Aydın'ın Sultanhisar ilçesindeki Megosis-Aydın Dağları'nın güney eteğinde, Büyük Menderes Nehri'nin kuzeyindeki bereketli havzada yer alıyor. Geç Helenistik Dönem'den itibaren var olan ana ticaret yolu güzergâhı üzerindeki antik kent, özellikle Roma Dönemi'nde gelişmiş bir kent haline gelmiş. Gençliğinde Nysa'da eğitim alan ünlü coğrafyacı Strabon ile Bizanslı tarihçi Stephanos Byzantios'un anlattıklarından edinilen bilgiye göre Nysa, ilk olarak “Athymbra" ismiyle kurulmuş.

Antik Dönem'in önemli bir eğitim ve kültür kenti olduğu anlaşılan Nysa'da, eğitim amaçlı kullanılan gymnasium ile Anadolu'nun iyi korunan örneklerinden biri olan Nysa Kütüphanesi dikkat çeken yapılar arasında bulunuyor. Kentin, sel sularının derinleştirdiği vadide bulunan topografyaya uyumlu şekilde inşa edilmiş yapıları, tiyatrosu, stadionu, tüneli ve 3 köprüsü Roma mimarisi ve mühendisliğinin güzel örnekleri arasında yer alıyor. Antik kentte açığa çıkarılan yapıların çoğunluğunun, Roma ve Geç Roma – Bizans Dönemi'ne ait olduğu görülüyor. Strabon'un da sözünü ettiği yapılardan olan batı yakadaki gymnasium, tiyatro ve stadion ile doğu yakadaki agora ve gerontikon'un (Yaşlılar Meclisi) Geç Helenistik – Erken Roma Dönemi orijinli yapılar olduğu düşünülüyor.

Nysa Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları, Prof. Dr. Serdar Hakan Öztaner başkanlığında yürütülüyor. Türkiye İş Bankası'nın, 2019 yılında başlattığı Nysa'daki kazı ve onarım çalışmalarına olan desteği ise 2023 yılında tamamlandı. 2024 yılından bu yana da Nysa Antik Tiyatrosu'nun sahne binasının restorasyon çalışmaları destekleniyor. 

Prof. Dr. Serdar Hakan Öztaner tarafından hazırlanan ve Ankara Üniversitesi'nin 30 yılı aşkın süredir Nysa'da yürüttüğü arkeolojik araştırmalarının sonuçlarını içeren “Çift Yakalı Kent NYSA" başlıklı bir kitap da Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından, 2022 yılında yayınlandı.​

İzmir'in Seferihisar İlçesi, Sığacık Mahallesi'nde küçük bir yarımadanın kıstağında kurulup gelişen Teos, Ionia Bölgesi'nin 12 kenti arasında bulunan bir antik liman kentidir.

Antik kentte, Türkiye'deki en büyük Dionysos Kutsal Alanı'nın yanı sıra akropol (yukarı şehir), antik tiyatro, Demeter ve Kore Tapınağı, sarnıç, agora, agoradaki küçük tapınak, bouleuterion, antik liman iskelesi gibi Helenistik ve Roma Dönemi yapıları yer alıyor. Teos, M.Ö. 3. yüzyılın ikinci yarısından M.Ö. 2. yüzyıl ortalarına kadar Dionysos Sanatçılar Birliği'ne ev sahipliği yapmış. Günümüze kadar Teos Antik Kenti'nde antik tiyatro, meclis binası, sarnıç, güney liman iskelesi, antik caddeler, sütunlu cadde, anıtsal çeşme binası, agora ve surlarda kazı çalışmaları gerçekleştirildi.

Türk bilim insanlarının Teos'taki kazı ve araştırmaları ancak 1960'lı yıllarda başlatılabildi. Farklı dönemlerde yapılan kısa süreli yüzey araştırmaları, sondaj çalışmaları ve kazıların ardından söz konusu kazı çalışmaları 2010 yılında, Prof. Dr. Musa Kadıoğlu'nun Kazı Başkanlığında yeniden başladı. Türkiye İş Bankası'nın 2018 yılında başlayan Dionysos Tapınağı'nın kazı ve onarım projesi desteği ise 2024 yılında tamamlandı.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Musa Kadıoğlu tarafından kaleme alınan “Teos: Yazıtlar, Kültler ve Kentsel Doku" başlıklı kitap, 2021 yılında Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı.​

1988 yılında başlatılan Patara Antik Kenti kazıları, 2008 yılına kadar Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Fahri Işık başkanlığında yürütüldü. 2009 yılından itibaren bu görevi, aynı bölümün kurucu öğretim üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık devraldı. 2024 yılından bu yana ise Kazı Başkanlığı görevini Dr. Öğr. Üyesi Şevket Aktaş yürütüyor.

Kent; Roma İmparatoru Nero tarafından, 120 hektardan daha geniş bir araziyi kaplayan bir merkezi kent yerleşimi içinde yaptırılan bir deniz feneri, Montesquieu tarafından “Dünya'nın en mükemmel Cumhuriyet modeline sahip olduğu" bildirilen Likya Birliği'nin de toplantılarını yaptığı bir meclis binası, günümüze kadar bozulmadan gelmiş bir kent kapısı, yüzyılın epigrafi buluntusu olarak kabul edilen Patara Yol Anıtı (Monumentum Patarense) ve II. Abdülhamit tarafından yaptırılan Osmanlı Devleti'nin ilk Telsiz Telgraf İstasyonu gibi eşsiz yapıları barındırıyor.

Kazı çalışmaları programında öncelikle antik kentin merkezinde kalan İmparator Nero Hamamı, eksedra, aleipterion, stoa, agora, merkez hamamı ve küçük hamam gibi yapıların ortaya çıkarılması, konservasyon ve restorasyonlarının yapılması öngörülüyor. Ayrıca, liman hamamı ile Dünya Anıtlar Fonu (World Monument Fund) tarafından “Tehlike Altındaki Çok Değerli Yapılar" listesine alınan Liman (Korinth) Tapınağı'nın restorasyonu da planlanıyor.

2016 yılında başlatılan proje kapsamında, Türkiye İş Bankası'nın, iştirakleri Şişecam ve TSKB ile Patara Antik Kenti'nde sürdürülen kazı çalışmalarına katkısı, 2024 yılı itibarıyla tamamlandı. Prof. Dr. Havva İşkan tarafından hazırlanan “Patara: Kent Liman Kült" başlıklı kitap, 2019 yılında Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı.​

Zeugma Antik Kenti, Gaziantep'in Nizip ilçesinde, Birecik Baraj Gölü kıyısında bulunuyor. Kentte 2005 yılında başlatılan kazılarda, “Muzalar (Esin Perileri) Evi" adında bir yapı tespit edildi. Dönemin zengin ve kültürlü bir ailesine ait olduğu düşünülen ve çok iyi korunmuş bu evde yazarlar, şairler, müzisyenler, tarihçiler ve filozoflar için resmedilen, 9 adet ilham perisini simgeleyen Muzalar mozaiği bulundu.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Kutalmış Görkay'ın Kazı Başkanı olarak yürüttüğü çalışmalar neticesinde, Muzalar Evi'nde 6 mozaik bulundu. Gün yüzüne çıkarılan bu mozaiklerde; evin ana girişine yakın ana yemek odasında Muzalar, evin kadınları tarafından kullanılan odasında mitolojide ideal kadın olarak bilinen ve antik dönemde Heroine olarak da adlandırılan dört kadın, avlu sundurmasında iki mitolojik kadın kahraman ve avluda ise deniz tanrısı ve tanrıçaları Okeanos ve Tethys'in figürleri yer alıyor.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay tarafından kaleme alınan “Geçmişten Günümüze Bir Geçit: Zeugma" ve “İki Dünya Arasında; Yaşamdan Ebediyete Zeugma'da Evler ve Mezarlar" başlıklı iki kitap, 2015 ve 2020 yıllarında Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı.

Türkiye İş Bankası'nın 2012 yılında başlattığı Muzalar Evi kazısı desteği, 2022 yılında tamamlandı. Türkiye İş Bankası, 2023 yılından beri Zeugma Ören Yeri'nde Muzalar Evi koruyucu çatı, çevre düzenlemesi ve restorasyonuna destek veriyor.​

X Kapat