Seracılıkta Öne Çıkan İller
Türkiye içinde seracılık alanı dağılımı, yıllık ortalama sıcaklık dağılımıyla büyük oranda paralellik göstermektedir. Ülkemizde seracılık iklim koşullarının en elverişli (jeotermal seracılık yapılan iller hariç)yoğunlaştığı yerler güney illeridir.Son yıllarda alternatif enerji kaynaklarından jeotermal enerjinin kullanılması ile seracılık iç bölgelerde de gelişme göstermeye başlamıştır. Denizli, Aydın, Manisa, İzmir, Kütahya, Afyon, Balıkesir ve Urfa illeri, jeotermal seracılığın yaygın olduğu illerimizdir.
Ülkemizde sera işletmeciliğini kısıtlayan en büyük etmen, sera içindeki bitki gelişimi için gerekli sıcaklığı sağlamak amacıyla kullanılan yakıt, ısıtma sistemi ve bakım giderleridir. Bu nedenle,sera işletmeciliği Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz bölgeleri ile uygun mikro-kliması olan yörelerde kurulmaktadır. İlk yıllarda yavaş gelişmesine rağmen büyük tüketim merkezlerine kolay ve çabuk ulaşımın sağlanması ve örtü materyali olarak plastiğin kullanılması ile hızlanan örtü altı üretimi, geçmiş yıllara göre daha da gelişmiştir.
Diğer illerde seracılığın gelişememesinin en büyük nedeni ise, kış aylarındaki sıcaklıkların güney illere göre daha düşük olmasıdır.Türkiye, dünya üzerinde seracılık açısından uygun bir konumdadır.Birçok ülkede olmayan iklim avantajı bulunmaktadır. Halen gelişmekte olan seracılık da bunun göstergesidir.
Seracılığa elverişli olan bölgelerde, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde güneş enerjisinin pasif sistemlerle kullanılarak kısa dönemde daha ekonomik ve pratik seralarda ürün yetiştirilmesi planlanırsa, hormon kullanmaya gerek kalmadan ve uygun yeterli ilaçlama ile turfanda ürün elde edilmesi mümkündür.
Bugün örtü altı yetiştiriciliği dediğimiz seracılık, ekim-temmuz ayları arasındaki dönemde 8 aylık sebze ihtiyacını karşılayan, bir kısmını ihraç eden ve yüzbinlerce kişinin de geçimini sağlayan bir sektör haline gelmiştir. Ülkemiz seracılığı Marmara, Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde dağılma ve gelişme göstermektedir. Bu dağılım içeresinde yer yer yoğun üretim alanları doğmuştur. En kuzeyde Yalova çevresindeki mikro-klimada görülen seracılık, batıda İzmir ve Muğla çevresinde,güneyde Antalya ve Mersin dolaylarında yoğunlaşmakta ve oradan Hatay’a uzanmaktadır.
Jeotermal Seracılık
Seracılıkta kritik olan unsur, istenen sıcaklık koşullarının sağlanmasıdır.İklim şartları bu sıcaklığı karşılamadığında, üretimin aksamaması için ısıtma gereklidir; bu durum da maliyetleri artırır. Özellikle jeotermal enerji kullanımı, bu zorluğun üstesinden gelmede önemli bir avantaj sağlamaktadır.Jeotermal enerjinin tarımsal üretim alanlarında kullanılması, bitkinin ihtiyaç duyduğu sıcaklığı sağlayarak, üretimin kesintiye uğramadan yılın her döneminde yapılabilmesine imkan tanımaktadır. Bu nedenle jeotermal kaynaklar, diğer kullanım alanlarına ve sağladığı faydalara ilaveten tarımsal üretim açısından büyük önem arz etmektedir.
Seraların jeotermal ile ısıtılmasının getirdiği avantajlar;
• Bitkinin ihtiyaç duyduğu sıcaklığı sağlayacak yeterli bir ısıtma, verimi %50-60 oranında artırabilmektedir.
• Sera atmosferine jeotermal karbondioksitin verilmesi, verimi %40 artırmaktadır.
• Sera içi sıcaklık döllenme için gereken sıcaklığın üstünde olmakta bu da verimi artırmaktadır. Bu sayede gerekli havalandırma yapılabilmekte ve sera içi rutubet yükselmemekte ve bundan kaynaklanabilecek hastalıklar oluşmamaktadır.
• İdeal iç sıcaklık nedeniyle, hormonsuz üretim mümkün olmaktadır.
• Jeotermal enerji, hem düşük karbondioksit emisyon oranı ile hava kirliliği yaratmaması hem de yenilenebilir olması nedeniyle alternatif bir enerji kaynağıdır. Güneş ve rüzgar gibi diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında, jeotermal enerjinin kesintisiz sağlanabilmesi avantaj sunmaktadır.
Seracılığın Avantajları, Sektör Sorunları ve Çözüm Önerileri Avantajlar:
• Az ekim alanından yüksek verim alınması,
• Sebze ve meyvelerin pazarda sürekli ya da daha uzun bulunması,
• Hem halkın geçimine hem de ihracat yoluyla milli ekonomiye katkıda bulunması,
• Seracılıkta ilgili cam, demir, plastik, vb. sanayilerin satış imkanlarının artması,
• İşletmede devamlı çalışma olanağının sağlanması.
1.İklim Kontrol Zorlukları: Seraların içinde optimal iklim koşullarını sağlamak, özellikle farklı mevsimlerde ve dış hava koşullarında zorlayıcı olabilir. Sıcaklık, nem ve ışık seviyelerini kontrol etmek, bitki sağlığı ve verimliliği için kritiktir.
2.Yüksek Enerji Maliyetleri:Seralarda ideal iklim koşullarını sağlamak için kullanılan ısıtma, soğutma ve aydınlatma sistemleri yüksek enerji tüketimine neden olabilir. Bu durum, hem maliyetleri artırır hem de çevresel etkiyi olumsuz yönde etkiler.
3.Su Yönetimi Sorunları: Su kaynaklarının etkin kullanımı, seracılığın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşır. Yanlış sulama teknikleri,su israfına ve bitki hastalıklarına yol açabilir.
4.Zararlı ve Hastalık Yönetimi: Seralar, kapalı alanlar olmalarına rağmen zararlı böcekler ve bitki hastalıkları için ideal üreme ortamları olabilir. Kimyasal pestisitlerin aşırı kullanımı çevreye zarar verebilir ve insan sağlığını tehdit edebilir.
1.
Gelişmiş İklim Kontrol Sistemleri: Akıllı sensörler ve otomasyon sistemleri, seraların içindeki iklim koşullarını sürekli olarak izleyip ayarlayabilir. Bu teknolojiler, sıcaklık, nem ve ışık seviyelerini optimize ederek bitki büyümesini en üst düzeye çıkarır ve enerji verimliliğini artırır.
Bu çözüm önerileri, seracılığın verimliliğini artırırken, çevresel sürdürülebilirliği de destekler. Yenilikçi teknolojiler ve sürdürülebilir uygulamalarla, seracılığın geleceği daha parlak ve çevre dostu olacaktır.